Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanın yaşamını tehdit eden, erken teşhis edilmediği takdirde ölümcül sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Her yıl binlerce insan, kanser teşhisi ile sarsılırken, birçoğu hastalığın belirtilerini en başından göz ardı etmektedir. Belli başlı bazı işaretler, kanserin vücutta varlığını işaret ederken, insanların çoğu bu sinyalleri aldırış etmeden günlük yaşamlarına devam etmektedir. Bu nedenle, hastalığın belirtilerini tanımak ve özenle değerlendirmek çok önemlidir.
İlk olarak, aksırmaların veya süreklilik arz eden öksürüğün, üst solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkilendirilmesi ve "kış hastalığı" olarak adlandırılması, sık rastlanan bir durumdur. Ancak bu belirtiler uzun süre devam ederse, özellikle de yanında kilo kaybı ve yorgunluk gibi diğer semptomlar varsa, göz ardı edilmemesi gereken bir durum meydana gelebilir. Uzmanlar, sürekli öksürük veya boğaz ağrısının geçmemesinin bir ihtimalle akciğer kanserinin habercisi olabileceği konusunda uyarmaktadır. Bu aşamada bir doktora başvurmak, hayati bir öneme sahiptir.
Yine de, pek çok insan, ani kilo kaybını ve iştah kaybını geçici bir durum olarak algılar. Ancak bu belirtiler, birçok kanser türünün en başta gelen belirtilerinden biri olarak ortaya çıkabilir. Tipik olarak, vücutta devam eden bir sorun olduğunda, kilo kaybı meydana gelir. Bu süreçte, vücut, kanser hücreleri ile savaşmaya çalışırken, sağlıklı hücreler ve herhangi bir organ üzerindeki etki nedeniyle iştah kaybı yaşanabilir. Aynı zamanda, aşırı yorgunluk veya bitkinlik hali, çoğunlukla ağır bir hastalığın belirtileri arasında sayılmaktadır. Eğer yorgunluk, dinlenmeye rağmen geçmiyorsa, bu da kanserin habercisi olabilir.
Vücut üzerinde belirli alanlarda meydana gelen ani değişiklikler de üzerinde durulması gereken husustur. Ciltteki benlerin veya pigmentli lezyonların değişim göstermesi, bir tür deri kanserinin habercisi olabilir. Ciltteki benlerin boyut, şekil veya renk bakımından aniden değişkenlik göstermesi, hemen dermatolog ile görüşülmesini gerektirir. Benlerin büyümesi, kaşınması, kanaması veya katlanarak değişme durumu, cilt kanseri açısından önemli bir belirtiyi temsil eder.
Ayrıca, midede veya bağırsaklarda yaşanan ani değişiklikler, bağırsak kanserinin işaretleri olabilir. Özellikle de dışkıda kan gözlemleniyorsa, bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır. Benzer şekilde, uzun süreli sindirim sorunları veya kabızlık da dikkat gerektiren senaryolar arasında yer alır. Yaşanan bu tür şikayetlerin birkaç haftadan fazla devam etmesi durumunda mutlaka bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.
Son olarak, sırt ve bel ağrıları da kanserin habercisi olabilir. Çoğu insan bu tür ağrıları yaşlanma veya fiziksel aktivite eksikliği ile ilişkilendirirken, bu belirtiler bazen pankreas, böbrek veya prostat kanserinin ara yüzü olabilmektedir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken nokta, eğer bel veya sırt ağrıları uzun süre devam ediyor ve şiddetleniyorsa, mutlaka bir engele başvurulmasıdır.
Bu noktada söylemek gerekir ki, kanserin erken teşhisi, hayatta kalma oranlarını belirgin şekilde artırmaktadır. İnsanlar genellikle belirli bir rahatsızlığı esasen 'geçici' olarak değerlendirir ve tavsiye edilen sağlık kontrollerini aksatabilir. Ancak, bu durum kimsenin yüzleşmek istemediği bir gerçektir. Bu nedenle, vücutta meydana gelen her türlü değişimin, dikkate alınması ve gerektiğinde uzmanlara başvurulması önemlidir.
Unutulmamalıdır ki her belirti kanser anlamına gelmez, ancak hayati tehlike taşımayan hiçbir durum göz ardı edilmemelidir. Sağlık her şeyden önce gelir ve bilinçli bir birey olarak, sağlığımız için atacağımız her adım, hayatımızı korumaya katkı sağlayacaktır. Erken teşhis, tedavideki başarı oranını yükselttiği gibi, hastaların yaşam kalitesini de artırır. Kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için, bu belirtilere dikkat etmek ve gerektiğinde tıbbi yardıma başvurmak önemli bir sorumluluktur.