Türkiye'de birçok çiftçi, tarımdan elde ettikleri gelirle hayatlarını sürdürüyor. Ancak bazıları, farklı ve yenilikçi üretim yöntemlerini tercih ederek sıradanlığın dışına çıkıyor. Emekli olduktan sonra pitaya üretimine yönelen bir çiftçi, hem sekiz ay gibi kısa bir sürede meyve vermeye başlayan bu egzotik meyveyi yetiştirmesiyle dikkat çekti hem de kilosunu 200 TL'den satılmasıyla dikkat çekiyor. Taze ve sağlıklı gıda arayışında olanların ilgisini çeken pitaya, hem lezzeti hem de sağlık yararlarıyla öne çıkıyor. İşte emekli çiftçinin hikayesi ve pitaya üretiminin detayları.
Emekli olduktan sonra tarıma yöneldiğini söyleyen çiftçi, tarımsal çeşitliliğe önem vererek pitayayı seçmiş. Bu tropikal meyve, Türkiye’nin iklim koşullarında yetişebileceği yerler arasında yer almasıyla beraber, üretiminde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar mevcut. Daha önce geleneksel ürünler yetiştiren çiftçi, pitaya ile fark yaratmayı hedeflemiş. Bunun yanı sıra, bu meyvenin sağlıklı bir gıda kaynağı olmasının yanı sıra pazarda yüksek bir fiyatla satılması, emekli çiftçiye önemli bir ekonomik kazanç da sağlamış.
Pitaya veya diğer adıyla ejderha meyvesi, hem görsel hem de lezzet açısından bir çok kişi tarafından beğeniliyor. Vitamin ve mineral açısından zengin olan bu meyve, yüksek antioksidan içeriği ile bağışıklık sistemini destekliyor. Emekli çiftçi, tam da bu noktada sağlıklı gıda tüketimine olan talebi göz önünde bulundurarak pitaya üretimine yöneldiğini belirtmektedir. İlk denemelerinin ardından, yılın hangi dönemlerinde daha fazla verim alabileceğini keşfetmiş ve bu bilgileri uygulayarak üretimini artırmıştır.
Pitaya üretiminde başlıca dikkat edilmesi gereken noktalar arasında toprak hazırlığı, sulama ve hastalık yönetimi geliyor. Emekli çiftçi, bu süreçlerdeki deneyimlerini paylaşarak, pitaya fidanlarını kurarken başlangıçta gerekli bakım ve hassasiyet gösterdiğinin altını çiziyor. Özellikle gübre ve sulama konularında yapılan doğru uygulamaların, verimi artırdığını ifade ediyor. İlk hasadın ardından yaşadığı başarı, onu gelecek yıllarda daha fazla pitaya üretmeye teşvik etmiş durumda. Geri dönüşlerin olumlu olması çiftçinin motivasyonunu artırmış ve pitaya ekimini genişletmeyi planlıyor.
Yerli pazarda pitaya meyvesinin ilgi görmesi, çiftçiyi sadece yerel marketler ve pandispanya üreticileri ile iletişime geçmeye yönlendirmiş. Zamanla, daha geniş bir kesime hitap etme fırsatı buldu. Çiftçi, kış aylarında bile yıl boyunca düzenli olarak hasat yapabilmenin avantajıyla komşu köylerden bile talepler aldığını belirtiyor. Bu durum, hem bölgedeki ekonomik hareketliliği artırıyor hem de çiftçilik camiasının bir örnek hikaye olarak parlamasına zemin hazırlıyor.
Her şeyin bir başlangıcı olduğunu unutmayan çiftçi, kendi öğrendiği bilgileri çevresiyle paylaşarak tarımda bilgi alışverişini teşvik etmeye çalışıyor. Pitaya’nın yanı sıra tarımda daha az bilinen meyve ve sebzelerin de üretiminde köyler arasında dayanışmanın artması gerektiğine inanıyor. İlginç bir şekilde, pitaya üretiminin artması, aynı zamanda bölgede gençlerin tarıma yönelik ilgisini de artırmış. Çiftçi, gençlerin bu alanda daha fazla söz sahibi olmalarının gerekli dinamikleri değiştireceğine inanıyor.
Sonuç olarak, emekli çiftçinin pitaya üretim serüveni, sadece ekonomik bir kazanç değil aslında tarımda yenilik, dayanışma ve sağlık bilincinin yaygınlaşmasının bir göstergesi. Hem yerel halkın sağlıklı bir gıda maddesine ulaşması hem de girişimci ruhuyla yöneldikleri yeni alanlar, tarım sektöründe cesaret ve kararlılıkla alınacak adımlara örnek teşkil ediyor. Kilosu 200 TL’den satılan pitaya, çiftçinin emeğini, vizyonunu ve çevreye sağladığı faydayı simgeliyor.