Son dönemde artan ABD-İran gerginliği, Tahran'ın askeri stratejilerini gözden geçirmesine yol açtı. İran, çeşitli senaryolar altında ABD'ye karşı olası misilleme planları üzerinde çalışıyor. Bu gelişmeler, Orta Doğu'da jeopolitik dengelerin yeniden şekillenmesine neden olabilecek potansiyele sahip. Füzelerin yanında siber saldırılar ve bölgesel müttefiklerle destekleme gibi farklı yöntemler, İran'ın misilleme senaryolarını zenginleştiriyor.
İlk senaryo, doğrudan askeri bir misilleme olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, İran, doğrudan ABD askerlerinin veya üslerinin bulunduğu noktalara füze saldırıları düzenleyebilir. Geçmişe baktığımızda, Irak'taki Amerikan üslerine düzenlenen saldırılar bu tür bir stratejinin örnekleri arasında. Eğer İran, ABD’nin Suriye veya Irak’taki askeri varlığını hedef almayı seçerse, bu daha büyük bir çatışma ortamını tetikleyebilir. Uzmanlar, İran’ın bu tür bir harekete geçmesinin ardından ABD’nin karşılık verme kapasitesinin çok daha yüksek olduğunu belirtmektedir. Ancak, İran’ın füzelerinin artan menzili, Amerika için tehdit oluşturacak bir faktör olmaya devam ediyor.
İkinci düşünülmesi gereken senaryo, ekonomik misillemelere yönelmektir. İran, ABD ile ticari ilişkiler içerisinde yer alan müttefiklerine baskı yaparak, bu ülkelerin Washington ile olan ilişkilerini zayıflatmayı hedefleyebilir. Özellikle, petrol ve enerji ticareti ile ilgili baskılar, İran için önemli bir strateji olarak öne çıkıyor. Ayrıca, İran, işbirliği yaptığı ülkelerle birlikte ABD’nin ekonomik yaptırımlarını etkisiz hale getirecek adımlar atabilir. Bu bağlamda, özellikle Avrupa Birliği ve Asya ülkeleri, İran'ın dikkate alması gereken müttefikler arasında yer alıyor. Eğer İran, ABD’ye karşı uluslararası alanda bir dayanışma oluşturabilirse, bu durum bölgedeki Amerikan varlığını önemli ölçüde zayıflatabilir.
Bu iki senaryonun yanı sıra, İran’ın bu gerilimden nasıl etkileneceği ve uluslararası kamuoyunun bu durum karşısındaki tavrının nasıl şekilleneceği, ilerleyen süreçlerde büyük önem taşıyor. Özellikle, Orta Doğu’daki diğer ülkelerin pozisyonları, İran’ın tasarladığı bu stratejilerin hayata geçirilip geçirilemeyeceğini büyük ölçüde etkileyecektir. Çatışma veya diplomasi, İran'ın bu satranç oyunundaki hamlelerine bağlı olarak şekillenecek.
Sonuç olarak, İran’ın füzelerini hazırlaması ve çeşitli misilleme senaryoları geliştirmesi, sadece bölgesel değil küresel güç dengeleri üzerinde de önemli etkilere sahip olabilir. Uzaklardan izleyen uluslararası aktörler, bu süreçte hem Tahran hem de Washington’un olası adımlarını dikkatle takip ediyor. Gelecekte yaşanacak olaylar, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, Orta Doğu’nun genel dinamiklerini de yeniden belirleyebilir.