Marmara Denizi’nde son yıllarda artan çevre kirliliği ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan olağanüstü gelişmeler, bölgeyi etkilemeye devam ediyor. 65 yıldır görülmeyen bir sıcaklık rekoru, uzmanlar tarafından dikkatle izleniyor. Bu durum, deniz ekosisteminin dengesini tehlikeye atarken, deniz canlılarının yaşamı üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Marmara Denizi, Türkiye’nin önemli su yollarından biri olmasının yanı sıra ekonomik açıdan da büyük bir öneme sahip. Ancak son gelişmeler, bu önemli bölgenin geleceği hakkında kaygıları artırıyor.
Son yapılan çalışmalara göre, Marmara Denizi’ndeki su sıcaklığı, 65 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 29 dereceye kadar çıkan sıcaklık, deniz canlılarının alıştığı standartların çok üzerinde. Bu sıcaklık artışı, balıkların üreme dönemlerini etkileyebilir ve türlerin yaşayabilirlik alanlarını daraltabilir. Uzmanlar, artan sıcaklıklar ile birlikte deniz suyunun oksijen seviyesinin de düşmesi ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu belirtiyor. Bu durum, deniz canlılarının hızla yok olmasına neden olabilir. Ayrıca, sıcaklık artışıyla birlikte alg patlamaları ve zehirli maddelerin birikmesi riski de artmaktadır.
Marmara Denizi, kirlilik nedeniyle zaten hassas bir ekosisteme sahip. Yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı İstanbul ve çevresindeki sanayi faaliyetleri, denizdeki kirliliğin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Suyun kirlenmesi, deniz canlılarının sağlığını tehdit ettiği gibi, insan sağlığını da riske atıyor. Uzmanlar, kirliliğin bu denizin geleceğini sona erdirebileceğini, bu nedenle derhal önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, Marmara Denizi şu anda kritik bir aşamaya gelmiş durumda. Alınacak tedbirlerin gecikmesi durumunda, denizin ekosistemi geri dönülemez bir noktaya ulaşabilir.
Bu durumu önlemek için hükümet ve yerel yönetimlerin, deniz koruma planlarını hızlandırması ve atık yönetim sistemlerini devreye sokması gerekiyor. Ayrıca halkın bilinçlenmesi, deniz temizliği konusunda yapılacak kampanyalarla sağlanabilir. Eğitim ve farkındalık çalışmaları, bu önemli su kaynağının korunmasına yardımcı olabilir. Marmara Denizi’nin korunması adına atılacak adımlar, sadece mevcut ekosistemi kurtarmakla kalmayacak, aynı zamanda gelecek nesiller için de sağlıklı bir çevre bırakmamıza olanak sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan sıcaklık rekoru ve artan kirlilik, yalnızca ekosistem açısından değil, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan da ciddi tehditler oluşturuyor. Bu sorunlarla mücadele etmek, hepimizin ortak sorumluluğu. Şimdi harekete geçmezsek, ileride çok daha büyük kayıplarla karşılaşmamız kaçınılmaz olabilir. Marmara Denizi’nin korunması için alınacak önlemler, biyoçeşitliliği artırmak ve deniz yaşamını sürdürülebilir hale getirmek için kritik öneme sahiptir.