Türkiye’nin çeşitli illerindeki 16 baro, ülkenin terörden arındırılması ve güvenli bir yaşam sağlanması adına ortak bir bildiri yayınladı. “Terörsüz Türkiye” sloganıyla gerçekleştirilen bu girişim, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve toplumsal barış konularında güçlü bir mesaj taşırken, muhalefet partileriyle de dayanışma içerisinde olduklarını vurguladı. Barolar, bu çağrıyı yaparken terörle mücadelede hukukun önemine dikkat çeksin ve herkesin adalet arayışı içerisinde eşit şekilde korunması gerektiğini belirtti.
Bu 16 baro, sadece bir meslek grubu değil aynı zamanda birer toplumsal aktör olarak hareket ettiklerini ifade ediyor. Baroların yöneticileri, Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bu etkinlikte, terörün toplumda yarattığı derin yaraların sadece güvenlik önlemleriyle değil, aynı zamanda eğitim, kültür ve sosyal politikalarla da aşılabileceğini belirttiler. Terörün köklerine inmek ve insanları bu noktaya getiren sebepleri irdelemek gerektiğine dikkat çeken baro başkanları, çözüm önerileri hakkında da çeşitli fikirler sundular.
Bildirinin metninde; “Barolar olarak, terörün, çatışmanın ve ötekileştirilmenin olmadığı bir ülke hayal ediyoruz. Hukukun üstünlüğü, demokratik değerler ve insan hakları, terörle mücadeledeki temel unsurlar olmalıdır” ifadelerine yer verildi. Bu doğrultuda, terörle mücadelenin sadece güvenlik güçlerine bırakılmaması gerektiğine vurgu yapan baro temsilcileri, daha fazla sosyal destek ve eğitim programları ile toplumsal bilinçlenmenin sağlanmasını istediklerini aktardılar. Ayrıca, barolar, devletin tüm kurumlarının, terörle mücadelede adil ve şeffaf bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini de dile getirdiler. Toplumun her kesiminde güven duygusunun artması için, insan hakları ve özgürlüklerine saygılı bir anlayışın hâkim olması gerektiği üzerinde durdular. Bu bağlamda, Türkiye genelinde ilk adımın atılmasının da barolar tarafından atılması gerektiğini savundular.
Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmalar, yalnızca hukukun üstünlüğü, adalet ve insan hakları konularında değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik açısından da önemli kazanımlar sağlayabilir. Baroların bir araya gelerek oluşturduğu bu çağrı, hem hukuk camiası hem de toplum için büyük bir umut ışığı taşıyor. Ortak hareket etme anlayışıyla, baroların sesinin daha güçlü çıkması ve toplumda bir farkındalık oluşturması bekleniyor. Sonuç olarak, Türkiye’deki bu girişim, yalnızca bir meslek grubunun değil, aynı zamanda terörle mücadelede toplumun her kesimini içine alan bir dayanışmanın sembolü olma yolundadır. Birlikte hareket etmenin ve seslerini duyurmanın önemine değinen baro başkanları, bu tür iş birliklerinin sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Hayallerinin gerçekleşmesi için el birliğiyle çalışarak, daha güvenli ve barış içerisinde bir Türkiye için işbirliği içinde olmaya devam edecekleri ifade ediliyor.